Mehmet Anaç, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, Gazze’deki zulümden depremzedelere, geçim mücadelesi veren vatandaşlardan sesi duyulmayan halklara kadar birçok toplumsal yaraya dikkat çekerek, bayramın dayanışma ve merhametle yaşanması gerektiğini vurguladı.
Anaç, mesajında Gazze’de yaşanan insanlık dramını, depremde yitirilen hayatları, geçim sıkıntısı yaşayan milyonları ve zulüm altında sesi duyulmayan halkları hatırlatarak, empati ve vicdan vurgusu yaptı.
"Bir bayrama daha yüreklerimizde derin izlerle, ama inancımızdan ve umudumuzdan bir şey kaybetmeden ulaşıyoruz…" sözleriyle başlayan mesajında Anaç şu ifadeleri kullandı:
"Gazze’de zulmün ortasında hayatta kalmaya çalışan masum çocukları, Depremin yıktığı evlerde kalan hatıraları, Geçim derdiyle mücadele eden milyonları, Ve sesi duyulmayan, ezilen halkları unutmadan… Bu bayram, onların da bayramı olsun. Çünkü acının ne kimliği vardır, ne sınırı, ne de bayrağı… Zulüm nerede yaşanıyorsa, adaletin orada başlaması gerekir."
Kurban Bayramı’nın sadece etin değil; acının, merhametin, dayanışmanın ve kardeşliğin de paylaşıldığı bir gün olması gerektiğine dikkat çeken Anaç, mesajının devamında şunları söyledi:
"Bir lokmayı paylaşan, bir yetimin başını okşayan, bir yüreğe dokunan, bir gözyaşını silen her el; bu bayramın en kıymetli kurbanıdır. Haksızlığa, zulme ve emperyalizme karşı dimdik duran mazlumların direnişini, Her şeye rağmen gülümsemeyi başaran çocukların neşesini, Ve vicdanını diri tutan kalplerin duasını bu bayramda hep birlikte büyütelim."
Mesajını “Yaralı coğrafyalara şifa, gönüllere ferahlık, sofralara bereket, ülkemize ve kalplerimize huzur getiren bir bayram olsun. Kurban Bayramınız mübarek olsun.” diyerek tamamlayan Mehmet Anaç, tüm vatandaşların bayramını kutladı.
Sizce bayramların bu tür küresel ve toplumsal acıları hatırlatma ve dayanışma çağrısı yapma gücü, dünyadaki mevcut sorunlara karşı farkındalığı artırmada ne kadar etkili olabilir?
ADIYAMAN (UHA) - RAMAZAN YAVUZ